yüksek düzey(de)/seviye(de), yüksek kademe(li).
a high-level meeting.
Sıfat
yüksek mevkili/mevki sahibi, üst kademe(deki).
high-level personnel. high-level diplomats.
Sıfat
yüksekten, yüksek bir yerde yapılan.
Sıfat
yüksek düzeyli veri bağlaç denetimi
yüksek seviyede yöneticiler
İsim
yüksek düzeyli kütük deposu
İsim
fiyatların yüksek seviyesi
yüksek düzeyli onarma (kurtarma
yüksek mevkide olmak
Fiil